bir çocuğa alınmış yeni oyuncak gibidir. ilk günlerde heyecan yaratır, sürekli oynamak istersin. zamanla heyecanı geçer, yüzüne bakmazsın.
kim bilir belki de yeniden özlemek için annemizin bir süre baza altında saklaması lazım.
-
çaylaklar sözlük
-
çaylak itiraf
vay anam babam bee!
burası resmen bir harika! -
en lezzetli balık
herkesin damak tadı tabii ki farklıdır ama benim ilk üç sıralamam:
1. levrek
2. cupra
3. çinekop
4. hamsi -
dışarıda en son yenen yemek için ödenen ücret
-
2024 süper lig yayın ihalesi
uçuk fiyatlara almaları hiç bir işime yaramıyor çünkü daha fazla aylık fiyatlara izleyeceğiz demek oluyor bunun sonu.
-
türkiye'de memur için en ideal şehir
muğla taraflarını düşünüyorum bir memur olarak ama istanbul'dan çıkamıyorum.
-
eski dosttan geriye kalanlar
bırakabildiğin kalıcı eserler ya da anılardır.
-
sesi en güzel enstrüman
bence ney'dir.
-
can sungur
son birkaç senedir yanına topladığı sjw tayfasıyla ülkenin en itici insanlarından biri olmayı başarmış, yakın zamanda yaptığı havelsan ziyareti üzerinden ağır linçlenen kişi.
gerçekten tutarsız, siyaseti muhalefeti ölümüne savunmak zanneden, geçen seçim de pirom pirom diye ortalıkta dolanıp "kılıçdaroğlu kazanamaz" diyen insanları "siz muhalefeti yıpratıyorsunuz" diye darlayan dangalak. seçim bitip göt olduktan sonra bile utanmazca hiçbir şey olmamış gibi yayınlarına devam etmiştir. -
zafer partisi
naziler almanya'da yükselişe geçmeden önce 1. dünya savaşının borçları altında eziliyor, büyük bir buhran yaşıyorlardı. nazilerin iktidar olmasının asıl sebebi yine de bu değildi. fransız işgali altında yaşadıkları yıllarda sokaklarda hem halka hem de alman askerine yaşatılan onur kırıcı davranışlar alman milletinde büyük bir kin yarattı. nasyonel sosyalist parti öyle bir propaganda yaptı ki neredeyse bütün millet sempati duydu. ezilen almanya, herkese diş gösteren, köşeye kıstırılmış vahşi bir hayvan içgüdüsüyle saldırganlaşan bir topluma dönüştü. kim ne derse desin bu zamanın aydınları dahil birçok kimsenin milliyetçi damarını kabarttı.
türkiye sokaklarında milyonlarca yabancı milletten insan türk milletine rahatsızlık veriyor. kültürünün uyuşmadığı, seni sevmeyen, seni aşağılayan insanlara iyi niyet besleyemezsin(muz yiyen suriyeliler, mizah adı altında türkleri aşağılayan afrika kökenliler, güney sahillerinde çeteleşip işletmeleri ele geçiren ve türklere buralarda aman vermeyen mafyatik kürtler, akp'den güç alıp türklüğe ve tarihteki türk büyüklerine hakaretler eden soytarılar). haliyle millet, kendisini savunan kim varsa, hangi fikir varsa ona sarılıyor. şu an fragman yaşıyoruz ama bana öyle geliyor ki türkiye cumhuriyetinin orta vadede milliyetçi bir partinin önderliğinde kırılma anı yaşayacağını düşünüyorum. bu zafer partisiyle mi olur kimle olur bilmiyorum.
hiçbir milliyetçi akım durduk yere ortaya çıkmaz. ortada sağlam bir sebep olmadan hiçbir millet durduk yere saldırgan bir tutum sergilemez. nazizm, sanılanın aksine faşizm ile aynı şey değildir. bambaşka ve fazizmden daha korkunç bir ideolojidir. fakat şu an türkiye'de türk halkına yaşatılan şey, eziyet, hor görülme ya da her neyse en çok da bunun yaşanmasına sebep olanlara ve yine bunun yaşatılmasından sevinç duyanlara acı çektirecek. tıpkı nazi iktidarının gücünün zirvesindeyken fransa'nın anasını ağlatıp paris'i ele geçirmesi gibi bir amansız kinden örnek alınabilir.
1. dünya savaşında neredeyse istanbul ve izmir işgal edilene kadar koca bir millet sessiz sedasız olanı biteni izledi. uyanmaları geç oldu ama uyandıktan sonra bundan nasibini alan izmir işgalinde türk insanını aşağılayan, kadınına göz koyan, subaylarını hakir gören yunanlar oldu. sonuç olarak yaşattıkları eziyet kocaman bir nefreti sonraki yüz yılda bile diri tuttu. -
2024 yerel seçimleri
chp'nin 1. parti olarak çıktığı, çok sayıda sürprizle sonuçlanan yerel seçim. çok beklenti içinde olmamak lazımmış, sevdiğini bırak dönerse senindir dercesine chp'nin zaferiyle sonuçlandı. şaka gibi ama değil.
-
2024 yerel seçimleri
uzunca yıllar konuşulacak, belki de türkiye için bir kırılma noktası olan yerel seçimdir. yerel seçim olmasına rağmen büyük bir oy oranıyla iktidara gelmiş, henüz bir yılını bile doldurmamış hükumete ilk yazılısında düşük not vermiştir. şaşırtıcı olmasının sebebi bunca yıldır başarısız olan hükumete bunca seçimde tepki göstermeyip -hadi ekonomik kriz desek bir sene önceki seçimde de diplerde sürünüyorduk- bu seçimde tepkisini göstermesidir.
bunun tek bir açıklaması olabilir. hiçbir seçimde 25 puanı geçemeyen muhalefetin başının değişmesi. demek ki (see: kemal kılıçdaroğlu) ne kadar sevilmeyen bir adammış ki bunca sefalete, yoksulluğa
aşağılanmaya mahkum olan halk her şeye rağmen kendisine oy vermemiş.
önemli olan bundan sonrası. muhalefet doğru adımlar atarsa türkiye'nin önü aydınlık olabilir. bu fırsatı değerlendiremeyip saçma sapan işler yaparsa yeniden batmaya başlarız. takdir edersiniz ki iktidar partisi tüm rezalete rağmen hala yüzde 35 alabiliyor. bu da çok aydınlık bir toplum olmadığımızın göstergesi. -
sabah kahvesi
tatil sabahı kuş cıvıltıları eşliğinde ailenizle birlikte içileni paha biçilmezdir.
-
cebinde parası olmayıp avm de boş gezen insanlar
yazın serinlemek için, kışın ısınmak için gitmiş olabilir. vitrinleri izleyip izleyip mutlu olmuştur. tuvalet zaten bedava. parası olup gidenler de aslında ihtiyaçtan almıyor çoğu şeyi. yeni bir şeye sahip olmanın geçici mutluluğunu yaşıyor herkes.
-
çamaşır kurutma makinesi
yokluğunda gerçekten ihtiyaç olmayan, varlığında iyi ki almışım dedirten alet.
babanızın evinde de çamaşır kurutma makinesi vardı değil mi!
islak çamaşırları çamaşır teline mandal ile asmak suretiyle kurutabiliyor iken bu makineye ne gerek var?
giymek istediğin çamaşır ıslak ıslak telde asılıyken bu makine olsaydı diye kafayı duvara vurmak da var /;
varlığı dert yokluğu yara.